black and white

  1. (a) siyah-beyaz, renksiz, (b) yazılı, basılı, yazılmış/basılmış.
    I want to see the agreement down
    in black and white: Anlaşmayı yazılı olarak görmek isterim.
bir şeyi yazılı olarak elde etmek Fiil
yazılı olarak
bir kez yayımlanan siyah-beyaz reklam ücreti
iki sayfalık siyah beyaz reklam
siyah-beyaz(lı), renksiz, başka renkleri bulunmayan.
a black-and-white TV: renksiz TV.
a black-and-white
picture: siyah-beyazlı resim/fotoğraf.
Sıfat
(Mantık, Ahlâk vb.) salt, mutlak, iki değerden birini alabilen.
To those who think in black-and-white
terms, a person is either entirely good or entirely bad: Salt nitelikleri savunanlara göre bir insan ya tüm iyidir, ya da tüm kötü.
Sıfat